(I) İçindeki birçok güzel şiire rağmen "Sulara Dalan Gözler" için başarılı bir eser diyemeyeceğim. (II) Zira bu kitap sıkı bir elemeden geçirilerek hazırlanmış değil. (III) Güzel şiirlerin arasına sıkışmış kalmış fenaları da bir hayli çok. (IV) Fakat kendi kendinin iyi bir eleştirmeni olabilmek bahtiyarlığı kaç şaire nasip olmuştur! (V) Mesela Ver-laine gibi bir şairin bile birçok okunmaz şiiri var. (VI) Ancak, zaman bu şaşmaz tenkitçi, bu şiirlerde gerekli elemeyi yaptığı için günümüzde Verla-ine'in sadece güzel şiirlerini okumaktayız. Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisi kendinden önceki cümlenin gerekçesidir?  

(I) "Kaldırımlar" duygu bakımından gittikçe derinleşen bir şiirdir. (II) Bunun için şiirin en güzel kısmını sonlarında okuyoruz. (III) Burada, şair, kaldırımların üzerinde geçirdiği geceleri bir kadın şeklinde görüyor. (IV) Kitapta "Kaldırımlar" dan sonra "Otel Odaları" ve "Sayıklama" adlı manzumeler geliyor. (V) Zaten ayrı bir tarzda olan Ahmet Haşim'inkiler sayılmazsa, edebiyatımızda telkin kuvveti bu iki şiir kadar fazla başka bir eser yok gibidir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde karşılaştırma yapılmıştır?  

(I) Yaşar Nabi edebiyata şiirle başladı. (II) Sonra onu daha çok bir şair olarak görmekle beraber, sırasıyla romancı, piyes yazarı, makaleci olarak da gördük. (III) Hatta Odisey'i ve Materlinck'in çok güzel piyeslerinden birini de dilimize çevirmeye vakit buldu. (IV) Farklı türlerde aynı kudretle yazmak, Victor Hugo gibi ancak birkaç dahiye nasip olmuştur kanaatinde olduğumdan arkadaşımın hikâyecilikteki ilk tecrübelerini toplayan kitabını korkarak elime aldım. (V) Kitabı okuduktan sonra da bu korkunun Yaşar Nabi, inızasını taşıyan hiçbir eser için haklı olamayacağını anladım. Bu parçadaki cümlelerin hangisinde Yaşar Nabi'ye yönelik bir övgü söz konusudur?

(I) Jean Paul Sartre'in Nobel'i reddetme gerekçesi ilginçtir: Bazı büyük yazarlara zamanında ödül verilmemiş olması! (II) Örneğin, Tolstoy, Anton Çehov, Maksim Gorki, Franz Kafka, Kazancakis, Cengiz Aytmatov gibi yazarlar Nobel'e aday gös-terilmemiştlr. (III) Bizim birçok şair ve yazarımızın Nobel adayları arasında ismi bile geçmemiştir. (IV) Oysa Nobel kazanan şairler arasında Yahya Kemal, Nazım Hikmet, Necip Fazıl seviyesine ulaşmış olan çok azdır. (V) Dolayısıyla, Nobel Edebiyat Ödülü verilirken belli dengelerin gözetildiği, belli hesaplara göre hareket edildiği yolundaki iddialara hak vermemek elde değildir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde yorum yapılmamıştır?  

(I) Birkaç haftadır entelektüeller arasında "popüler kültür" üzerine bir polemik yaşanıyor. (II) İlgi alanıma girdiği için bu konuda bir şeyler söylemem gerektiğini düşünüyorum. (III) Ama pek de karışmak istemiyorum bu polemiğe. (IV) Binlerini mat etmiş olmak vicdanımı yaralıyor, üzülüyorum. (V) Okul yıllarında da böyleydim. (VI) Yıllar geçti, kendime hâlâ söz geçiremiyorum. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinde, kendinden önceki cümlenin nedeni açıklanmıştır?

(I) Şiiri kendisine yönelik bir amaca bağlamak, şiirin amacı şiir olmaktır demek, onun varlığıyla çelişen bir kısır döngü yaratmak demektir. (II) Bu, şiiri bir mendil gibi kendi üstüne katlamak anlamına gelir ki, böyle bir görüş inandırıcı ve doyurucu olmaktan uzaktır. (III) Öyleyse şunu açıkça söyleyebiliriz ki, insanı anlatan her ürün gibi şiir de irisânâ'yönelir ve bireyleri kendi duygu dünyasında buluşturup birleştirir. (IV) Dil içinde bir sözcük serüveni'olan şiir, kuşaklar boyu bir arada yaşanılmış uzun bir geçmişin damıtılmış özünü içerir. (V) Şairin dil içindeki bu sözcük serüveni bize geçmişin duygu birikimini verir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde, "şiirin işlevi" açıklanmıştır?  

(I) Tek bir olayı anlatmıyor Oğuz Atay. (II) Ele aldığı insanı verebilecek bir yığın küçük olaydan bir bütüne varmayı deniyor. (III) Tipler çizerek, bu tiplerin yer aldığı bir olayı değil; tersine olaycıkla-rın oluşturduğu insanı yakalamaya çalışıyor. (IV) Değer yargılarını Batı'nın oluşturduğu küçük burjuva alışkanlıklarıyla yaşayan blı insanın yaşamını bütün anlatım olanaklarından yararlanarak çok boyutlu olarak ortaya koymak istiyor. (V) Bunun için de Cumhuriyet dönemi burjuva aydınının acımasız bir eleştirisi niteliğindeki romanda en küçük ayrıntılar bile bir işlev üstlenmiş oluyor. Bu parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak, sözü edilen romanın konusuna değinilmiştir?  

1955 yılında Teknik Üniversite’nin öğrencilerinin Genç Oyuncular adlı bir tiyatro topluluğu vardı. (I) Aşağı yukarı üç dört yıl sürdü çalışmaları. (II) Özenle seçtikleri oyunları şaşılacak bir başarıyla oynadılar. (III) Öyle ki o yıllardaki özel tiyatroların ve devlet tiyatrolarının arasında seçkin bir yer edindiler. (IV) lonesco'yu ülkemizde ilk kez sahneye koydular. (V) Onun dışında da birçok sanatçıyı bize tanıttılar. Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisi kendinden önceki yargıyı anlamca pekiştirmiştir?