9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testleri 1
9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testi 1 Çöz
Başla
Tebrikler - 9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testleri 1 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
(I) Üç aydan fazla zaman geçti, bu deftere bir satır, bir düşünce, bir duygu yazmadım. (II) Bu arada kitabı bitirdim, yani üç yüz sayfa yazdım; onun telaşı vardı. (III) Sonra, yeni bir şey yapma isteğim yoktu; on gündür boştayım işinden ayrılmış biri gibi. (IV) Mektup bekleme telaşından kurtulamadım. (V) Sibel, yirmi gündür yazmamıştı; beklediğimi bilmek, onu da telaşlandırmış olmalı. (VI) Bundan vazgeçmesi için onu inandırmalıyım ki ne isterse yazabilsin.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 2
(I) Röportaj başlangıçta sadece “mülakat" yani görüşme anlamında ele alınmaktaydı. (II) Bir röportajın inandırıcı olabilmesi için duyulanlara ve söylenenlere değil, asıl olaylara ve kişisel gözlemlere dayanması gerekir. (III) Bir sanatçının, edebiyatçının veya ünlü bir devlet adamının sorulan bazı sorulara verdiği cevaplardan oluşan bir yazı türü olarak düşünülmekteydi. (IV) Ünlü kişilerin belli konular üzerindeki düşünce ve önerilerini okuyuculara yansıtmak amacıyla yapılan bu gibi röportajlara bugün yine gazete ve dergilerde önemli yer verilmektedir. (V) Günümüzde yayımlanan röportaj yazılarının önemli bir bölümü artık araştırmaya, incelemeye ve soruşturmaya dayanmaktadır. (VI)
Bu tür röportajlarda amaç, birtakım gerçeklerin ortaya çıkarılmasına çalışmaktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 3
(I) Divan edebiyatının klişeciliğine yapılan hücumlarda aşırıya gidilmiştir. (II) Klişecilik ancak taklitçi ruhlar için bir tehlikedir. (III) Orijinal şairlerin yetişmesine engel olmayan klişelere hücum etmenin anlamı nedir? (IV) Nedim klişelerden şikâyet etmezken bize ne oluyor? (V) Biz klişeleri kıran şairleri de gördük!
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Maharet, klişeleri kırmakta değil aşmaktadır.” cümlesi getirilebilir?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 4
Behçet Necatigil, güçlü şairliğinin yanı sıra güçlü bir çevirmen, güçlü bir radyo oyunları yazarı, güçlü ve titiz bir araştırmacıdır………. Çevirdiği yazarların kitapları onun şiir anlayışının bir yeriyle ilgilidir mutlaka. Radyo oyunlarındaki burukluk, şiirinde yarım kalmış bir özelliğin daha açıklanışıdır. Onun şiirini okuduktan sonra sizde kalan, buruk bir şiir tadıdır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A
Onun şiirini tanıtırken ortaya koyabileceğimiz ilk yargı, Necatigil’in yazdıklarının bir uygarlığın ürünü olduğudur
B
Ona göre insan, toplum içindeki gündelik görevlerini yaparken hırsını, tutkularını, kırgınlık ve kızgınlıklarını taşıyan bir varlıktır
C
Necatigil, dize kurmada bazı denemelere girişmiştir
D
Bu nedenle Necatigil’in şairliğini değerlendirirken bu uğraşlarını da hesaba katmak zorundasınız
E
Kalabalık içindedir ama kendi yalnızlığını korumayı bilir
Soru 5
Kim büyük memur olarak işe başlamıştır? Osmanlı devrinin en büyük sadrazamlarından Köprülü Mehmet Paşa, köyünden İstanbul’a geldiği zaman okuma yazma bilmeyen bir delikanlıydı. Bu yüzden küçük bir kâtip olarak bile işe başlayamazdı. Saray mutfağına yamak olarak girdi. Oradan aşçılar arasına karıştı. Yüksek zekâsı ve azmi ile günün birinde sadrazam oldu. Kanuni Sultan Süleyman devrinde on üç yıl sadrazamlık yapan Damat İbrahim Paşa, bir İtalyan gemicisinin oğluydu. Çocukken Cezayir’de korsanların eline düşmüş, Manisalı dul bir kadına satılmıştı. Kanuni Sultan Süleyman, Manisa'da şehzadeyken keman çalmakta yeteneğini gördüğü bu çocuğu hizmetine almış, tahta gelince kendine odabaşı yapmıştı. Damat İbrahim Paşa, kısa zamanda vezirler arasına girmiştir. Kısacası, … .
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A
şans insanın yüzüne gülmezse insan yetenekli de olsa üst kademelere gelemez
B
önemli olan, bir amaca ulaşmak için azimle çalışmaktır
C
Damat İbrahim Paşa, Piri Paşa’nın yerine sadrazam olmuştur
D
Osmanlı Devleti’nin üst düzey memurlarının çoğu silik şahsiyetlerdir
E
zekâ ve azim, bir kişinin başarılı olabilmesi için yeterli olmayabilir
Soru 6
Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olabilir?
A
Ben de o düşüncedeyim ve mektuplarımda onlardan söz edeceğim.
B
Meğer ölen, şiirin özü değil; dış özellikleriymiş.
C
Hatta bir zamanlar Fransa’da yabancı dil öğretimi aleyhinde propaganda bile başlamıştı.
D
Kendimizi tanıma yolundan da dönemeyiz.
E
Büyük şehirlerin hayatı kolay kolay değişmez.
Soru 7
I.Ama böylelerinin bütün bir memleket basınının zevkine el koymalarına az rastlanır.
II.Büyük gazete ve dergilere sözünü geçirenler hep yaşlı ünlülerdir.
III.Cumhuriyet Döneminde edebiyatımız, milletimize mal olacak değerler yetiştirmiştir.
IV.Son yıllarda edebiyatımızın başına gelen bu- dur.
V.Yenilikleri küçümseyen, kendi değer ölçülerini aşamayan yaşlılar her yerde, her zaman bulunur.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulmak istenirse hangi cümle bu paragrafın dışında kalır?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 8
…Sözlü bir konuşma ile okunan bir metinde bile farklılık görülür. Çoğu kez alıcı, vericiyi görmediği durumlarda bile birkaç sözcükten sonra, vericinin bir metinden mi okuduğunu yoksa serbest mi konuştuğunu anlayabilir. Çünkü yazılı dilin üslubuyla sözlü dilin üslubu birbirinden farklıdır.
Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın başına getirilirse anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
A
Yazılı dil ile sözlü dil arasında fark vardır.
B
Sözlü ya da yazılı türdeki bildirişimlerin kendine özgü kolaylıkları ve zorlukları vardır.
C
Sözlü ve yazılı dilde anlama, çizgisel bir biçimde gelişir.
D
Yazı dilindeki bazı kolaylıklar sözlü dilde yoktur.
E
Yazı dili, kelime sayısı bakımından zengindir.
Soru 9
Aşağıdakilerden hangisi açıklayıcı anlatımla yazılan bir paragrafının ilk cümlesi olabilir?
A
Sonbahar otlarının üzerine yanlamasına uzanmıştı; başı sağ koluna dayalı, serbest kalan sol eliyle elma yiyordu.
B
Doğaya bırakılan plastik poşetlerin kimyasal çözünmesiyle toprak ve suya zehir karışır ve bu mikroskobik zehirli parçacıklar besin zincirine girer.
C
Kahve ocağına giden kapının yanında üst kısmı küçük bir halı, etekleri eski bir kilimle örtülü bir sedir vardı.
D
Gregor Samsa, bir sabah korkulu rüyalardan sonra uyandığı zaman yatakta kendini kocaman bir ördek olarak buldu.
E
Sülüklü’nün dar sokaklarından birinde, çıplak ayaklarındaki takunyaları bozuk kaldırımların üzerinde at nalı gibi takırdatarak koşan bir kız çocuğu viran bir evin önünde durdu.
Soru 10
…Öğrenilen her şey bellekte iz bırakır. Daha önce hafızada iz bırakmış herhangi bir şeyle karşılaşıldığında “tanıma” gerçekleşir. İyice öğrenilmiş ve tanınan şeyler ise istendiğinde zihinsel olarak canlandırılabilir. Buna da tanımanın daha ileri bir aşaması olarak “hatırlama” denir.
Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın başına getirilirse anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
A
Yaşlı insanların hafızası pek güçlü değildir.
B
Gençlerde öğrenme daha kısa sürede gerçekleşir.
C
Bazı insanlar gördükleri bir şeyi hafızalarına çok çabuk alırlar.
D
İnsanlar öğrendiklerinin bir kısmını neden unuturlar?
E
Tanıma ve hatırlama nedir?
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
Sonuçları al.
10 tamamladınız.
←
Liste
→
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Son
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!
9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testleri 3
9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testi 3 Çöz
Başla
Tebrikler - 9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testleri 3 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
(I) Dünya edebiyatı, merhamet temasını yenilemeye çoktan karar vermiştir. (II) Çağımızın büyük yazarları, zor durumdaki ve yoksul insanları açındıracak şekilde anlatmamaktadır. (III) Bununla beraber o eski ağlamış, şairane merhamet henüz rağbetten düşmemiştir; ucuz kahkahalar gibi ucuz gözyaşlarının da müşterisi hâlâ bol. (IV) Büyük halk kitleleri, kendi yarattıkları fikir ve sanat hareketlerini adım adım takip edemedikleri için bayağılaşmış, yani ucuzlayıp sahteleşmiş merhametin sürümüne karşı koyamıyorlar. (V) Böylece, bir film kumpanyası, bir çeşit gözyaşı endüstrisi kurarak eski merhamet edebiyatını yeni kılıklar içinde ve daha geniş ölçüde yayabiliyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yerine “Zamanımızda, düşkünlerin hâlin anlatan usta yazarların gözü yaşlı değildir.” cümlesi getirilirse parçanın anlam akışı değişmez?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 2
Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?
A
Beğendiklerini söyleyenler de kendisi gibi zevk sahibi kimselermiş.
B
Mevlana, Tanrı’ya müzikle, insan sevgisiyle yaklaşma yolunu açmıştır.
C
Ben bunu duyunca sevinçten ne yapacağımı bilemedim.
D
Daha doğrusu ben duyduklarını zannediyordum ama onlar duymuyorlarmış.
E
Bunları sana ders vermek için yazmadım.
Soru 3
(I) Bir görüşü açıklamak veya desteklemek için yazılan ve bir bütünlük gösteren yazılara “makale” denilir. (II) Makaleler gazete ve dergilerde yayımlanır. (III) Gazete; politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayındır. (IV) Gazetelerde yayımlanan makalelerde daha çok güncel konular işlenir, dergilerde yayımlanan makalelerde ise her zaman güncellik şartı aranmaz. (V) İster bir gazetede ister bir dergide yayımlansın, makalede temel olan düşüncedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 4
(I) Okumayı yerdim, kötüledim durdum. (II) insan, en sevdiği tutkularına bakıyorsunuz kızıveriyor.
(III) Hayır, onları ne kadar sevdiğini, onlarsız edemeyeceğini, elinden o tutkular alınırsa yaşamanın kendisi için bir anlamı kalmayacağını biliyor da yine onları kötülemek isteğini duyuyor. (IV) Ben de okumayı böyle yerdikten sonra yine okumaya, bir kitaba dalmaya çalışacak değil miyim? (V) Benim için kitaplardan başka bir gerçek mi var?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Onlardan geçtiği, onlardan kurtulduğu için mi?” cümlesi getirilebilir?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 5
(I)Türkçemizde çok güzel bir deyim vardır: Gönül almak. (II) Bunun yollarını ararsınız durmadan. (III) Gün gelir bir yolunu bulursunuz bir güzel sözle, özür dileyerek, bir küçük armağanla. (IV) Bu şekilde barışan birçok kişinin gözlerindeki o mutluluk ve huzuru görmüşümdür. (V) İşte o an içinizde, hiç tatmadığınız bambaşka bir mutluluk ve huzur getiren bir duygu belirir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturabilmek için cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?
A
I ve II.
B
II. ve III.
C
III ve IV.
D
III. ve V.
E
IV. ve V.
Soru 6
Geçmiş, bir bütündür. —- Fuzuli’yi kendi dünyası içinde, kendi görüşleri ile anlamalıyız. Dizelerine kendisinin verdiği anlamları koymalıyız, tarihin amacı geçmişi maddi ve manevi bütünlüğü ile meydana çıkarmaktır. Yunus Emre’nin şiirini alıp dünya görüşünü bırakamayız. Mimar Sinan’ın camisini alıp mimari görüşünü bırakamayız. Her eseri kendi iklimi içinde incelemek gerekir. Yoksa tarihsel gerçeğe uygun olmayan yargılara sürükleniriz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A
Geçmişin izinden giden bir tarih bilinci yarardan çok zarar getirir.
B
Geçmiş ve bugünün kaynaşmasından tarih doğar.
C
Tarihin amaçları arasında maddi ve manevi bütünlük aramak boş bir uğraştır.
D
Geçmişten şunu alıp bunu bırakamayız.
E
Bazı sanatçıları sadece verdiği eserlerin özellikleri ile değerlendirmek o sanatçıyı yanlış anlamaya sebep olur.
Soru 7
(I) Neyin haber olup olmadığının belirlenmesi haber değerlendirilmesiyle ortaya çıkar. (II) Haber değerlendirmesi, o içeriğin haber olup olmadığının belirlenmesidir. (III) Zamanlılık ilkesi, haberin zamanlı olduğu gerçeğini vurgular. (IV) Habere konu olan içeriğin ne zaman olduğu sorusuna yanıt verir. (V) Habercilikte, herhangi bir olayı ya da durumu hemen ve ilk olarak yayınlamak açısından saniyeler bile önemlidir. (VI) Anlık bir gecikme, haberi haber olmaktan çıkarıp olağan bir duruma sokabilir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 8
(I) Toplumun % 20’sinden fazlası alerjik hastalıklara yatkın. (II) Toplumun beşte dördü, alerjik hastalıklara karşı dirençli. (III) Genelde polen, besin, ilaç, arı zehiri alerjilerine ve mesleki alerjilere rastlanıyor. (IV) Alerji nedeniyle her yıl önlenebilir ölümlerle karşılaşılıyor. (V) Alerji; basit olarak kaşıntı, burun akıntısı ve hapşırmayla kendini gösterir. (VI) Alerji, genetik bir zeminde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar ve insanın yaşam kalitesini bozarak iş gücü kaybına neden olur.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında bir değişme olmaz?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Soru 9
Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?
A
Edebiyatımızda, hiçbir geri kuvvetin durduramayacağı ilerleyişler var.
B
Kitapta dikkati çeken diğer bir yön, hikâyelerin hepsinin bir ortaklıkta birleşmeleri.
C
Bunda, insan sıcaklığını iletmenin de rolü var.
D
Farklı şiirlerini de dergilerde okumuştum fakat bunu diğerlerinden özgün buldum.
E
Oysa insanlar yalnız dış olaylarla yaşamıyor.
Soru 10
(I) Yıl, 1699... Osmanlı İmparatorluğu, Karlofça Anlaşması’nı imzalarken yani “Duraklama Devri”ne girerken Lale Devri’nin ihtişamlı yapıları, duraklama devrine henüz girmemekteydi. (II) Anlaşmanın imzalanmasının ardından devam eden bu keyfe düşkün yaşam şekli, yaklaşık bir yüzyıl daha varlığını göstermiş ve ishak Paşa Sarayı da bu dönemin son yapısı olarak 1784 yılında tamamlanmıştır. (III) Osmanlı imparatorluğu, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar varlığını sürdüren büyük Türk devletidir. (IV) İshak Paşa Sarayı, dönemin şartları göz önüne alındığında son derece şaşkınlık yaratan bir kanalizasyon, merkezî ısıtma ve su sistemine sahiptir. (V) Bu saray günümüzde, tarihsel olduğu kadar görsel bir şov da sunmaktadır ziyaretçilerine.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
Sonuçları al.
10 tamamladınız.
←
Liste
→
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Son
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!
9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testleri 5
9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testi 5 Çöz
Başla
Tebrikler - 9.Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Bilgisi Testleri 5 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
Dil incelemelerinde, yazı diliyle edebî dilden aynı şeymiş gibi bahsedilmiştir. Türk dilcilerine özgü bu hata, daha büyük bir hata doğurdu. Yazı dili ortak dilin yazı ile ifadesi olduğu için, edebî dilin de halk diline yaklaşması gerektiği sonucuna varıldı. Edebî dil; tıp dili gibi, hukuk dili gibi, matematik dili gibi özel bir dildir. Bunları anlamak için o uzmanlık alanıyla ilgili özel bir kültüre ihtiyaç vardır.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A
Edebî dilin halk dilinden uzaklaşmasından
B
Yazı diliyle edebî dilin aynı şeymiş gibi ele alınmasından
C
Uzmanlık gerektiren dillerin bulunmasından
D
Ortak dilin yazıyla ifade edilmesinden
E
Türk dil bilimcilerin Türkçeyle ilgili yeterince çalışma yapmamalarından
Soru 2
Yazarların ölümünden sonra günlükleri, mektupları yayına hazırlanırken denetlenmelerine çok karşıyım. Yazarın çekinmeden sakınmadan yazdığını, onun adına süzgeçten geçirmek, özlük haklarına müdahale etmek değil midir? Günlükler, mektuplar yazarı kamuoyuna, okurlarına iç dünyasıyla gösteren aynalardır. Yazar bir bütündür; eksikleriyle, zaaflarıyla, yücelikleriyle. İnsan gerçeğini kabullenmeliyiz. Editör dediğimiz insanlar, bazı bölümleri çıkararak onu daha saygın bir hâle getirdiklerini sanırlar.
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisine karşıdır?
A
Bir sanatçının yapıtlarının, ölümünden sonra yayımlanmasına
B
Bir sanatçının ölümünden sonra, yapıtlarının sansürlenerek yayımlanmasına
C
Editörlerin, sanatçıları övmelerine
D
Yazarların hiçbir şeyden çekinmeden yazmalarına
E
Özel yaşamı konu alan eserlerin yayımlanmasına
Soru 3
Şiir kitaplarının eleştirisinde karşılaşılan güçlükler ne ise aynı güçlüklerle tarih kitaplarının eleştirisinde de karşılaşılıyor. Bazıları, tarih ve şiir kitaplarına nereden el atacaklarını bilmiyorlar. O kitaplarla kendi zihinleri arasında bir bağ kuracak olan ipin ucunu bir türlü ele geçiremiyorlar. Daha başkaları kitaplara, çeşitli devşirme ve birbirine uymayan ölçütlerle saldırıyorlar. Pek az insan, o kitaplar hakkında kitapların niteliğine uygun düşen tek kriteri bulup doğru bir yargıya varabiliyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A
Kimsenin şiir ve tarih kitapları hakkında bu ki¬tapların niteliğine uygun ölçütleri bularak doğru bir yargıya ulaşamadığı
B
Birçok eleştirmenin eser karşısında nesnel bir tutum sergileyemediği
Şiir ve tarih kitaplarının eleştirisinde aynı zorluklarla karşılaşıldığı ve çok az kişinin bu kitapların özelliklerine uygun ölçütleri kullandığı
E
Pek az eleştirmenin bir yapıtı doğru ölçütlere bağlı olarak eleştirdiği
Soru 4
İnsanlar yaşlandıkça geçmişe döner, eski günlerini, çocukluklarını daha iyi anımsarlarmış. Bense neredeyse hiç anımsamıyorum çocukluğumu. Çocukluk anılarım, kendi hatırladıklarım değil, başkalarının bana anlattıklarıdır. Anlatılanlar ise öyle ürkütücü, şimdiki kişiliğime öyle aykırı ki çocukluğumu anımsamak işime gelmiyor. Bende kusur görmek istemeyen sevgili ninem bile bana bakar bakar, “Çok acayiptin, çok acayip!” derdi.
Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A
Genel kabulden farklı bir durum
B
Çıkarma uygun düşmeme
C
Büyüdükçe huyun değişmesi
D
Geçmişi hatırlamama
E
Geçmişe duyulan özlem
Soru 5
Dilimize eskiden Arapça sözcükler giriyordu. Günümüzde ise Türkçe, Batı dillerinin istilası altındadır. Her gün Türkçeye bir sürü yabancı sözün ellerini kollarını sallayarak gelip yerleştiğini görüyoruz. Bu sözcüklerin Türkçe karşılıkları yok, demekle iş bitmez. Yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarını bulmak için çalışmak gerekir. Bu iş de hepimize düşer. Çünkü dilin, bizim onu kullanmamızın dışında ayrıca bir varlığı yoktur.
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisinin yapılması gerektiğini savunmaktadır?
A
Dilimize girmiş Arapça sözcüklerin atılmasını
B
Dilimizdeki yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarının bulunması için çalışılmasını
C
Dilimizde sıkça kullanılmayan terimlerin atılmasını
D
Dil bilgisi kurallarının yeniden gözden geçirilmesini
E
Türkçenin diğer dillerle sözcük alışverişinin önlenmesini
Soru 6
Bir toplumun dili o toplumun geçmişinin, geçmişteki sosyal ve ekonomik yaşamının müzesi gibidir. Sözcüklerinde, deyimlerinde, atasözlerinde eski dönemlerin izlerini sergiler. Ayrıca, yaşanmış olayların öykülerini de yansıtır. Bugün biz bir ulusun söz varlığını inceleyerek önceki dönemlerde kullanılan pek çok özelliği, dildeki kalıntılardan çıkarabiliriz.
Bu paragrafta aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır?
A
Dilin toplum ve geçmiş ile ilişkisi
B
Deyim ve atasözlerinin dildeki önemi
C
Toplumların geçmişle olan kopmaz bağları
D
Dildeki söz varlığının zenginliği
E
Dil ile edebiyat ilişkisi
Soru 7
Teknolojik gelişmeler, sosyal hayatımızın yapısında önemli değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerin toplumu nereye götüreceğini önceden kestirmek de zordur. Bugünkü teknolojinin “iyi yaşama” bakımından bize sağladığı büyük yararlar yanında sıkıntılar getirdiğini, sosyal bunalımlara yol açtığını da yadsıyamayız.
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A
Her toplumun ilerlemek için teknolojik gelişmelere ihtiyacı vardır.
B
Değişikliklerden korkan bir toplum, yerinde saymaya mecburdur.
C
Teknolojik gelişmeler, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli ölçüttür
D
Teknolojik gelişmelerin topluma olumlu etkileri-
Soru 8
Türk şiirinin en özgün kişiliklerinden biri olan şair, çağdaş Batı şiiriyle eski Türk şiirinin bileşimini gerçekleştirerek modern Türk şiirinin kurucularından dır. On sekiz yaşında gittiği Paris’ten “mektepten memlekete” sloganıyla Batı hayranı bir şair olarak değil, geçmişimizin bütün kültür mirasına sahip çıkan Batılı bir Türk şairi olarak yurda dönmüş bu mirasın göz kamaştıran bütün zenginliklerini tarih, vatan, aşk, müzik, din, tabiat gibi kavramların potasında kaynaştırarak kendi şiir anlayışı içinde bütünleştirmiştir.
Bu parçada sözü edilen şairle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A
Batı şiiri ile eski Türk şiirini birleştirdiğine
B
Türk şiirine imzasını atan bir şair olduğuna
C
Paris’ten döndüğünde ulusal sanat anlayışını koruduğuna
D
Türk kültür mirasının güzelliklerini kendi şiirinde harmanladığına
E
Batı hayranlığı ile şiirine yön verdiğine
Soru 9
İnsanın içinde yaşadığı çevre ve onu yetiştiren insanların özellikleri bunda etkilidir. Her dönemin çevresel faktörleri farklı olduğu için insanların da bakış açıları farklı farklıdır. Bir başka önemli etken de kişinin aklı ve bunu kullanma yeteneğidir. Dünyaya bakış açımızı belirleyen, doğuştan sahip olduğumuz ve her insanda farklı olan akıldır.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A
İnsanların dünya görüşünün farklı olmasını etkileyen faktörler nelerdir?
B
İnsan sadece akıl yoluyla dünyayı algılayabilir mi?
C
Çevresel faktörler kişisel gelişimde ne ölçüde etkilidir?
D
Bir insanın hayata bakış açısı zamanla değişebilir mi?
E
İnsanlar doğuştan belli yeteneklere sahip olarak mı doğar?
Soru 10
Sanatın özünde, anlamaya çalışmak vardır. Her şeyin anlaşılabilir olduğu, matematiksel kesinliğe sahip bir dünyada sanat olamazdı ya da günlük raporlara dönüşürdü. Varlıkların, toplumsal ilişkilerin anlaşılmazlığı doğurdu sanatı. Gerçeği olduğu gibi yansıtmak ya da anlatmak olsaydı sanatın gereği, fotoğraf makinesinin olduğu bir çağda resim sanatından söz edilemezdi ya da bir ses alıcı, en büyük sanatçı olurdu.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A
Sanat, insanları birbirine bağlar ve insanların birbirini anlamalarına yardımcı olur.
B
Sanatın olmadığı yerde toplumsallaşmadan söz edilemez.
C
Sanatsız bir toplum, çağın gerisinde kalır.
D
Sanatın özünde gerçeği olduğu gibi yansıtmak yoktur, sanat anlaşılmazlıktan doğar.
E
Sorunlarla dolu bir dünyada sanatın yapabilecekleri sınırlıdır.
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
Sonuçları al.
10 tamamladınız.
←
Liste
→
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Son
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!