Ygs Felsefe Din Felsefesi Alıştırmaları 3

"Tanrı’ya ya inanmalısın ya da inanmamalısın. Hangisini seçeceksin? Zira aklın sana bir şey söylemez. Eğer böylesi bir durumda inanır da haklı çıkarsan sonsuz güzellikler kazanacaksın, yok eğer kaybedersen hiçbir şey kaybetmeyeceksin. Eğer bu bahiste şanslar sonsuz olsa ve Tanrı için de tek bir şans olsa yine de bahsini ona yatırmalısın. Niçin olmasın? En azından kaybedecek neyin var?” diyen bir düşünür Tanrı’nın varlığının kanıtlanması bakımından nasıl bir yaklaşıma sahiptir?  

İnsanlar dinsel İnançlarını çoğunlukla içinde büyüyüp yetiştikleri çevrenin etkisi altında kabul ederler. Onların inançlarının, genellikle geleneksel bir özelliği vardır. Onların bu inanç ve kanaatleri babalarının inançlarıdır. Yalnızca çok az sayıda birey, hazır yanıtları, kendilerine gelenek tarafından miras bırakılan dinsel inançları analiz edip sorgulamaya çalışır. Buna göre, insanların inançlarını belirleyen kavramlar konusunda aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?  

Eğer her şey Tanrı ise o zaman kişinin bulutlarla ya da antika değerli taşlarla, halk şarkılarıyla ya da maymun kemikleriyle, insanlarla ya da komedyenlerle uğraşmasının tümü aynı şeydir. Ama yanılgı da tam olarak burada başlar. Her şey Tanrı değildir fakat aslında Tanrı her şeydir; Tanrı kendini tüm şeylerde eşit ölçüde belirtmez. Çeşitli şeylerde kendini çeşitli derecelerde belirtir ve her biri Tanrılığın daha yüksek bir derecesine ulaşma dürtüsünü kendi içinde taşır. Bu da doğadaki büyük ilerleme yasasıdır. Bu parçada, din felsefesi alanında sergilenen hangi yaklaşım savunulmaktadır?  

Bazı İslam düşünürlerine göre insan, Tanrı elçi göndermemiş olsaydı bile yine de Tanrı'yı aklıyla bulabilirdi. İnsan, aklının gücünü bilmelidir ve Tanrı’yı aramalıdır. Bu durum, insana aşağıdakilerden hangisini gerekli kılar?  

"Locke, Tanrı inancının ve belli bazı ahlâki normların insan aklında var olduğuna inanır. Aydınlanma felsefesinin temelini de bu düşünce oluşturur." Locke'un bu düşüncesi aşağıdaki yargılardan hangisine uygundur?  

Konfüçyüs bu dünyayla ilgilenmiştir. Kendisine nasıl dua ettiğini soranlara “Benim duam yaşa-mımdır.” cevabını vererek insanlara iyi ve mutlu bir yaşamın yollarını öğretmek istemiştir. Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Konfüçyüs’ün din anlayışını en iyi özetler?    

Din genel anlamıyla incelendiğinde, din felsefecisini bekleyen bazı güçlükler vardır. Din, doğa üstü bir varlığa, yani Tanrı’ya ve Tanrılara inanmak olarak tanımlanmaktadır. Oysa Tanrı kavramına sahip olmayan totemizm, animizim gibi ilkel dinler vardır. Aynı şekilde Yunanlılar Tanrı kavramına sahiptiler ve onların dinleri çok tanrıcılık olarak adlandırılır. Buna karşılık onların vahiy, peygamber gibi kavramları yoktur. Paragrafta sözü edilen güçlüğün temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?  

Din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları hakkında rasyonel, eleştirel, kapsamlı ve tutarlı bir tarzda düşünmek ve konuşmaktır. Aşağıdakllerden hangisi din felsefesinin temel sorularından biri değildir?  

Din; Tanrı, evren, evrenin kaynağı, insanın özü, insanın kaderi, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiler gibi yapısı itibariyle metafizik olan varlıklar ve olaylar hakkında bilgi verir. İnsana bu bilgiye uygun yaşam tarzı teklif eder, bilgilere uygun olarak dav-ranılmasını ve eylemlerde bulunulmasını isteyen kuralları da içerir. Bilim, insanlara uyması gereken kuralları içeren yaşam tarzı sunmaz, değerler oluşturmaz, olgulara dayalı olanı, sistemli bir şekilde açıklamayı amaçlar. Buna göre, aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?  

İnsan, doğal yaşam içinde baş edemeyeceği doğal olaylar karşısında acizlik duygusuna kapılmış ve kendinden üstün gördüğü varlıklara tapınmaya başlamıştır. Bu parçada, dinin hangi işlevi vurgulanmaktadır?