Hiçbir şeye güvenilmeyeceği kanısındayım. Eğer siz güveniyorsanız, şüphe yok ki yanılmaktasınız. Çünkü hiçbir şey, güvenilmeye değmez. İnsan inandığı her şeyde bir kuşku payı bırakmalı ve kuşkuya karşı hareket etme gücünde olmalıdır. İşte benim felsefeden de beklediğim budur. Yukarıdaki paragrafa göre, Russell felsefenin hangi yönü üzerinde durmuştur?          

- Sokrates, Platon ve Aristoteles döneminde felsefe dogmatik değildir. Bu yüzden “klasik altın çağ” olarak anılır. - Ortaçağ düşüncesi dogmatiktir ve bu yüzden “on yüzyıllık karanlık” olarak tarihe geçmiştir. - Rönesans felsefesi akla dayalıdır ve bundan dolayı felsefenin ve sanatın "yeniden doğuşunu" temsil eder. Bu bilgilere dayanılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?  

“Felsefe, insanı hiçbir yerden alıp, her şeye götüren yolların haritasıdır.” Bu görüşe göre, felsefenin tanımı aşağıdakilerden hangisidir?          

Felsefenin dünü öncesinden, bugünü dünden daha çok gelişmiştir. Bunun gibi yarını da bugününden daha gelişmiş olacak, yeni alanlara el atacak, o yeni alanlarda da yeni çözümler üretecektir. İnsan zihnine ve ruhuna sınır çizilemeyeceği için, felsefenin alanına da sınır çizilemeyecek ve felsefe gün geçtikçe genişleyecektir. Parçada felsefenin hangi özelliği vurgulanmaktadır?  

Felsefe, çok sayıda penceresi olan ev gibidir. Her pencere farklı bir manzaraya açılır. Bu görüşe göre, “Düşünme nedir?” sorusuna yanıt arayan bir kişiye felsefe nasıl yardımcı olur?        

M.Ö. 600 yıllarında parlak bir aşamaya gelen Yunan uygarlığının en önemli özelliği, tartışmaya ve özgür düşünmeye olanak sağlayan bir toplum yapısına sahip olmasıydı. Çünkü eleştiri ve iletişime açık bir toplum, felsefi düşüncenin gelişimi açısından önemlidir. Buna göre, felsefenin doğuşu ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine değinilmemiştir?  

Birçok insan topluluğu, bilim olmadan, pratik deneyime dayanan bilgiyle hayatlarını sürdürebiliyorlardı. Oysa felsefi bilgi hiçbir şekilde belli durumlara uygulanan pratik bilgi ile yetinmez. O pratikte uygulanan bu tek tek bilgilerin genel bilgisine ulaşmayı amaçlar. Parçada felsefe ile ilgili aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?

Hiçbir felsefe sorusunun cevabı eylemlerle verilemez. Bir felsefe sorusunda açığa vurulan gereksinmeyi eylemlerle gideremeyiz. “Sokak kapısı açık mı, kapalı mı?” Bu günlük soruya cevap vermek için, sokak kapısına gitmek gerekir. “Bilinç nedir?” sorusunda ise öyle bir cevap isteği iş başındadır ki, bir eyleme başvurmakla yerine getirilemez. Gereken şey, yapıp etmelerin ötesinde konuşmak ya da yazmaktır. Yukarıdaki parçada, aşağıdaki yargılardan hangisi vurgulanmıştır?  

Felsefe soruları oyalayıcı, alıkoyucu bir özellik gösterir. Felsefede henüz cevaplanmamış sorular vardır. Bu sorular cevapsız bile kalsa her soru, yeterince bir başarı ortaya koyar, belli bir boyutu açar. Her soru ile birlikte insan yeni bir yöne bakmaya başlar. “Bilgi nedir?”, “Bilginin kaynağı nedir?” gibi felsefe soruları bakışımıza yenilik getirir. Bir felsefe sorusunda henüz bir soru halinde bile doyurucu-luk sezmemek elde değildir. Bu paragrafta, aşağıdakilerden hangisi vurgulanmamıştır?  

Biyoloji canlı varlıkla, psikoloji eylemde bulunan varlıkla, sosyoloji toplumsal varlıkla ilgilenir. Ama insanın hangi anlamda varolduğuyla, neden bura­ da bulunduğuyla, bundan sonra ne olacağıyla bi­lim adamları ilgilenmez. Bu geneli kuşatan sorular filozofların ilgi alanında yer alır. Buna göre, felsefenin varlığa bakışını bilimden ayıran özellik aşağıdakilerden hangisidir?