Pıtırcık ülkesinin kralı çok kirli olduğunu düşünmüş ki ülkenin en iyi kırk tellalına görev vererek en iyi kırk tellağını çağırmalarını istemiş. Kırk tellak kırk gün kralı yıkamışlar. Ancak sonuç alamamışlar. Kral bu duruma kızmış. Bu sefer dünyanın en iyi kırk tellalını huzura çağırmış ve dünyanın en iyi kırk tellağını bulmalarını istemiş. Nihayet kırk tellak bulunmuş ve başlamışlar kralı yıkamaya. Aradan on gün geçmiş ve tellak başı bir duyuru yaparak, kirin henüz bitmediğini, çalışmaların sürdüğünü söylemiş. Aradan bir on gün daha geçmiş ve aynı açıklama tekrar yapılmış. Bu durum halkı heyecanlandırmış. Halk, sarayın önünde toplanmaya başlamış. Her geçen gün halk daha da heyecanlanmakta ve sayıca artmaktaymış. Otuz gün olmuş ve yine aynı açıklama! Otuz beş, otuz dokuz derken artık halkın sabrı kalmamış. Tellak başı bu durum karşısında huzura gelmiş ve müjdeli haberi vermiş. Kralın kirinin yarın biteceğini söylemiş. Nihayet kırkıncı gün gelmiş ve tellak başı halkın huzuruna çıkmış ve şu açıklamayı yapmış : “Kralınızın kiri bitti, ancak kralınız da bitti.”
Bu parçada kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

Sevgili Berk;
Nasılsın? Annenle biz iyiyiz, seni özledik.
Lütfen bilgisayarı kapatıp yemeğe gelir misin?
Yukarıda iletilmek istenen mesaj aşağıdakilerden hangisidir?

Rüzgâr esiyor, ağaçların sararmış yapraklarından oluşan tabiatın kokusunu çekiyorum içime. Renkler solgun, her şey sarı ve sarı tonlarında. Gökyüzü parlak maviliğini yitirmiş, paslanmış tozlu bulutların arkasında...
Bu parçada yararlanılmayan duyular hangi renkteki balonda verilmiştir?

Sevgileri yarınlara bıraktınız.
Çekingen, tutuk, saygılı,
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
Bir bakış bile yeterken anlatmaya
Her şeyi, kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Şairin dizelerinde yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir?

1. Bu oyuncak, tahta ya da plastikten yapılır.
2. Yuvarlak biçimde olan bu oyuncağın 44 piyonu vardır.
3. Tek kişiyle oynanır f ve bırakılan piyonun sayısı ile orantılı olarak zeka seviyesi! belirlenir.
4. Amaç, bir piyonu diğerinin üzerinden atlatarak tabla üzerinde tek piyon bırakmaktır.
5. Seviye ise şu şekildedir; 1 piyon: bilgin, 2 piyon: zeki, 3 piyon: kurnaz, 4 piyon: başarılı, 5 piyon: normal ...
Numaralı cümlelerle bir paragraf oluşturmak gerekirse sıralama nasıl olmalıdır?

Aşağıda iki öğrencinin SBS'ye hazırlanırken yıl içinde gösterdikleri başarı grafikleri verilmiştir. Buna göre, iki öğrencinin aylar içindeki başarı grafiklerine bakılarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

Bir kısmı dondurulmuş resmî, bir kısmı da serbest piyasa fiyatı üzerine iş gördüğü için, satış mağazaları iki kategoriye ayrılmıştı. Mallara resmî fiyat uygulanan dükkânların önünde halk kuyruğa girer, sırası geldiği zaman ne bulursa onunla yetinmek zorunda kalırdı. Serbest fiyatla satış yapan mağazalara çoğunlukla yabancılar gelir ve döviz karşılığı ne bulurlarsa değil, ne dilerlerse alıp gidelerdi.
Bu paragrafta sözü edilen ülke insanları için aşağıdakilerden hangisini söylemek daha doğrudur?

Sivil Savunma savaşta ve afetlerde hayatta kalan tüm vatandaşların el ele ve beraberce yaptıkları her türlü yardımlaşma ve savunma türüdür.
Sivil Savunma; savaş zamanı halkın can ve mal kaybının en aza indirilmesini, afetlerde can ve mal kurtarılmasını, büyük yangınlarda can ve mal kaybının azaltılmasını amaçlar.
Yok olmaları veya çalışamaz hâle gelmeleri durumunda yaşamı büyük ölçüde etkileyecek olan kamu ve özel kurum ve kuruluşların korunmasını görev olarak üstlenir. Savaş zamanı her türlü savunma faaliyetlerinin sivil halk tarafından desteklenmesini, cephe gerisinde halkın moralinin kuvvetlendirilmesini amaçlar, Bu çalışmalarını silahsız, koruyucu, kurtarıcı önlem ve faaliyetlerle yürütür.
Tüm bu faaliyetlere bireysel olarak katılabilir, arama - kurtarma faaliyetlerinde görev alabiliriz. Çünkü sivil savunma, halkın desteklediği ve organize ettiği bir savunma türüdür. Tüm bu çalışmalara bireysel olarak katılanlara sivil savunma gönüllüsü” denir. Birey olarak “sivil savunma gönüllüsü” olmak istiyorsanız bulunduğunuz il veya İlçenin Sivil Savunma Müdürlüğüne başvurmanız yeterlidir.
Sivil Savunma ülke olarak birlik ve beraberliğimizin en önemli göstergelerinden biridir.
Yukarıdaki metnin başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir?

Sivil Savunma savaşta ve afetlerde hayatta kalan tüm vatandaşların el ele ve beraberce yaptıkları her türlü yardımlaşma ve savunma türüdür.
Sivil Savunma; savaş zamanı halkın can ve mal kaybının en aza indirilmesini, afetlerde can ve mal kurtarılmasını, büyük yangınlarda can ve mal kaybının azaltılmasını amaçlar.
Yok olmaları veya çalışamaz hâle gelmeleri durumunda yaşamı büyük ölçüde etkileyecek olan kamu ve özel kurum ve kuruluşların korunmasını görev olarak üstlenir. Savaş zamanı her türlü savunma faaliyetlerinin sivil halk tarafından desteklenmesini, cephe gerisinde halkın moralinin kuvvetlendirilmesini amaçlar, Bu çalışmalarını silahsız, koruyucu, kurtarıcı önlem ve faaliyetlerle yürütür.
Tüm bu faaliyetlere bireysel olarak katılabilir, arama - kurtarma faaliyetlerinde görev alabiliriz. Çünkü sivil savunma, halkın desteklediği ve organize ettiği bir savunma türüdür. Tüm bu çalışmalara bireysel olarak katılanlara sivil savunma gönüllüsü” denir. Birey olarak “sivil savunma gönüllüsü” olmak istiyorsanız bulunduğunuz il veya İlçenin Sivil Savunma Müdürlüğüne başvurmanız yeterlidir.
Sivil Savunma ülke olarak birlik ve beraberliğimizin en önemli göstergelerinden biridir.
Yukarıdaki metnin kaçıncı paragrafında tanım cümlesi vardır?

Sivil Savunma savaşta ve afetlerde hayatta kalan tüm vatandaşların el ele ve beraberce yaptıkları her türlü yardımlaşma ve savunma türüdür.
Sivil Savunma; savaş zamanı halkın can ve mal kaybının en aza indirilmesini, afetlerde can ve mal kurtarılmasını, büyük yangınlarda can ve mal kaybının azaltılmasını amaçlar.
Yok olmaları veya çalışamaz hâle gelmeleri durumunda yaşamı büyük ölçüde etkileyecek olan kamu ve özel kurum ve kuruluşların korunmasını görev olarak üstlenir. Savaş zamanı her türlü savunma faaliyetlerinin sivil halk tarafından desteklenmesini, cephe gerisinde halkın moralinin kuvvetlendirilmesini amaçlar, Bu çalışmalarını silahsız, koruyucu, kurtarıcı önlem ve faaliyetlerle yürütür.
Tüm bu faaliyetlere bireysel olarak katılabilir, arama - kurtarma faaliyetlerinde görev alabiliriz. Çünkü sivil savunma, halkın desteklediği ve organize ettiği bir savunma türüdür. Tüm bu çalışmalara bireysel olarak katılanlara sivil savunma gönüllüsü” denir. Birey olarak “sivil savunma gönüllüsü” olmak istiyorsanız bulunduğunuz il veya İlçenin Sivil Savunma Müdürlüğüne başvurmanız yeterlidir.
Sivil Savunma ülke olarak birlik ve beraberliğimizin en önemli göstergelerinden biridir.
Metne göre sivil savunma gönüllüsü olabilmek için ne yapmak gerekir?

Parayı pulu savurup bir balıkçı teknesi tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim?
Aklını al da öyle git
İster bir duvara, ister bir avluya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri gelir gerçekten istediğin oysa, seveceksen ve öleceksen uğruna... Yaşa be, yaşa da öyle git, gideceksen toprağa...
Can Yücel
Verilen şiirin dokuzuncu dizesinde aşağıdaki anlam olaylarından hangisi vardır?

Bir şiir yazılmışsa dünyada bir şeyler değişime uğramıştır. Gökyüzü artık her gün gördüğümüz gökyüzü değildir. Hiç değilse dünya bir onanından geçmiştir. Bir şiir yazılmışsa eğrilmiş bir dal varsa düzeltilmiş demektir. Şiirin varlığı her şeye yeter. Pisliği süpürüp siler.
Paragrafta şiirin hangi yönü üzerinde durulmamıştır?

Snopy : Sevginin temel kuralı insanın kendisini sevmesidir. İnsan hiçbir şeyi kendisinden daha fazla sevemez; başka bir kişiye ya da cisme olan sevgi yine insanın kendisini sevmesinden kaynaklanır. O kişiyi ya da cismi kendisi için sever, kendisi için ister. O yüzden önce kendimizi sevmeliyiz, ama seviyeli bir biçimde.
Snopy’nin iletmek istediği mesaj aşağıdakilerden hangisidir?

Mor : Birkaç şiiri bir araya getiren hemen onu kitaplaştırıyor.
Kırmızı : Bu kitaplardaki şiirler arasında bazen güzel şiirlere de rastlıyoruz.
Sarı : Bunlar bir süre şiir okuyucusunun ilgisini çekiyor.
Yeşil : Günümüzde şiir kitaplarında önemli bir artış gözleniyor.
Teletubbieslerin söyledikleri cümlelerle anlamlı ve kurallı bir paragraf oluşturulmak istenirse, renklerine göre Teletubbiesler nasıl sıralanır?

Yandaki grafikte X ve Y sınıflarının Türkçe dersinden üç ayda gösterdikleri başarı ortalamaları verilmiştir. Grafiğe göre, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

(I) Su altı dünyasının en sevimli ve dikkat çekici yaratıklarından biri de denizatlarıdır. (II) Sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun, mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. (III) Denizatı ismini ise, gerçek atlara benzeyen baş kısımlarından alırlar. (IV) Karınlarını avlanarak doyurmak zorunda olan bütün hayvanlar için geçerli olan “çevreye uyum sağlayarak kendini saklama” kuralı denizatları için de geçerlidir. (V) Bu da renk değiştirme suretiyle olur. (VI) Değişimdeki renkler genellikle bej, kahverengi ve gridir.
Verilen parçada denizatlarıyla ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?

(I) Su altı dünyasının en sevimli ve dikkat çekici yaratıklarından biri de denizatlarıdır. (II) Sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun, mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. (III) Denizatı ismini ise, gerçek atlara benzeyen baş kısımlarından alırlar. (IV) Karınlarını avlanarak doyurmak zorunda olan bütün hayvanlar için geçerli olan “çevreye uyum sağlayarak kendini saklama” kuralı denizatları için de geçerlidir. (V) Bu da renk değiştirme suretiyle olur. (VI) Değişimdeki renkler genellikle bej, kahverengi ve gridir.
Bu parça, iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf kaç numaralı cümleyle başlar?

(I) Su altı dünyasının en sevimli ve dikkat çekici yaratıklarından biri de denizatlarıdır. (II) Sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun, mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. (III) Denizatı ismini ise, gerçek atlara benzeyen baş kısımlarından alırlar. (IV) Karınlarını avlanarak doyurmak zorunda olan bütün hayvanlar için geçerli olan “çevreye uyum sağlayarak kendini saklama” kuralı denizatları için de geçerlidir. (V) Bu da renk değiştirme suretiyle olur. (VI) Değişimdeki renkler genellikle bej, kahverengi ve gridir.
Yukarıdaki parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olur?

Pıtırcık ülkesinin kralı çok kirli olduğunu düşünmüş ki ülkenin en iyi kırk tellalına görev vererek en iyi kırk tellağını çağırmalarını istemiş. Kırk tellak kırk gün kralı yıkamışlar. Ancak sonuç alamamışlar. Kral bu duruma kızmış. Bu sefer dünyanın en iyi kırk tellalını huzura çağırmış ve dünyanın en iyi kırk tellağını bulmalarını istemiş. Nihayet kırk tellak bulunmuş ve başlamışlar kralı yıkamaya. Aradan on gün geçmiş ve tellak başı bir duyuru yaparak, kirin henüz bitmediğini, çalışmaların sürdüğünü söylemiş. Aradan bir on gün daha geçmiş ve aynı açıklama tekrar yapılmış. Bu durum halkı heyecanlandırmış. Halk, sarayın önünde toplanmaya başlamış. Her geçen gün halk daha da heyecanlanmakta ve sayıca artmaktaymış. Otuz gün olmuş ve yine aynı açıklama! Otuz beş, otuz dokuz derken artık halkın sabrı kalmamış. Tellak başı bu durum karşısında huzura gelmiş ve müjdeli haberi vermiş. Kralın kirinin yarın biteceğini söylemiş. Nihayet kırkıncı gün gelmiş ve tellak başı halkın huzuruna çıkmış ve şu açıklamayı yapmış : “Kralınızın kiri bitti, ancak kralınız da bitti.”
Yukarıdaki parça aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir?

Pıtırcık ülkesinin kralı çok kirli olduğunu düşünmüş ki ülkenin en iyi kırk tellalına görev vererek en iyi kırk tellağını çağırmalarını istemiş. Kırk tellak kırk gün kralı yıkamışlar. Ancak sonuç alamamışlar. Kral bu duruma kızmış. Bu sefer dünyanın en iyi kırk tellalını huzura çağırmış ve dünyanın en iyi kırk tellağını bulmalarını istemiş. Nihayet kırk tellak bulunmuş ve başlamışlar kralı yıkamaya. Aradan on gün geçmiş ve tellak başı bir duyuru yaparak, kirin henüz bitmediğini, çalışmaların sürdüğünü söylemiş. Aradan bir on gün daha geçmiş ve aynı açıklama tekrar yapılmış. Bu durum halkı heyecanlandırmış. Halk, sarayın önünde toplanmaya başlamış. Her geçen gün halk daha da heyecanlanmakta ve sayıca artmaktaymış. Otuz gün olmuş ve yine aynı açıklama! Otuz beş, otuz dokuz derken artık halkın sabrı kalmamış. Tellak başı bu durum karşısında huzura gelmiş ve müjdeli haberi vermiş. Kralın kirinin yarın biteceğini söylemiş. Nihayet kırkıncı gün gelmiş ve tellak başı halkın huzuruna çıkmış ve şu açıklamayı yapmış : “Kralınızın kiri bitti, ancak kralınız da bitti.”
Bu parçadan günümüze uyarlanmış bir mesaj çıkarmak istersek aşağıdakilerden hangisi en uygun olur?

Tepesindeki şemsiyenin belli belirsiz gölgesine sığınıyor yakıcı güneşten kurtulmak için. Kumlarını üzerine bıraktığı kitabını alıp kıyıya vuran minik dalgalara birkaç adım uzaklıktaki şezlonguna uzanıyor. “Tatil” demek yalnızca deniz, kum, güneş değil onun için okumak da.
“Elin adamı okuyor.” diyorum kendi kendime... Okuyor...
Elinde bir kitap gezmeyen turist yok. Bizse i kitaptan ne kadar uzağa kaçarsak o kadar iyi. “Biz Türkler işte böyleyiz.” sızlanması değil bu. Kitapsızlaştırma, son otuz yılın devlet politikası ilkokulda müfredat gereği zorla (öğretmenin sesi hâlâ kulaklarımda : Bu kitabı şubat tatilinde okuyun, özetini çıkarın.) okutulan birkaç kitabın dışında eğitim - öğretim hayatını Cin Âli’yi okuyarak bitirmiş öğrenciler var bu ülkede. Yalan mı? “Kitap okuma alışkanlığı ailede başlar.” diye uyarıp duruyor çocuk gelişimi uzmanları. Kaç evde kitaplık var ki... Okumaktan korkan, korkutulan anne - babalarımız (bir dönemin kitap okuyan o güzel insanları o güzel atlara binip gideli çok oldu.) kendileri ne okuyor ki bize okutsunlar.
Parçadaki yazar asıl neden şikayet etmektedir?

Tepesindeki şemsiyenin belli belirsiz gölgesine sığınıyor yakıcı güneşten kurtulmak için. Kumlarını üzerine bıraktığı kitabını alıp kıyıya vuran minik dalgalara birkaç adım uzaklıktaki şezlonguna uzanıyor. “Tatil” demek yalnızca deniz, kum, güneş değil onun için okumak da.
“Elin adamı okuyor.” diyorum kendi kendime... Okuyor...
Elinde bir kitap gezmeyen turist yok. Bizse i kitaptan ne kadar uzağa kaçarsak o kadar iyi. “Biz Türkler işte böyleyiz.” sızlanması değil bu. Kitapsızlaştırma, son otuz yılın devlet politikası ilkokulda müfredat gereği zorla (öğretmenin sesi hâlâ kulaklarımda : Bu kitabı şubat tatilinde okuyun, özetini çıkarın.) okutulan birkaç kitabın dışında eğitim - öğretim hayatını Cin Âli’yi okuyarak bitirmiş öğrenciler var bu ülkede. Yalan mı? “Kitap okuma alışkanlığı ailede başlar.” diye uyarıp duruyor çocuk gelişimi uzmanları. Kaç evde kitaplık var ki... Okumaktan korkan, korkutulan anne - babalarımız (bir dönemin kitap okuyan o güzel insanları o güzel atlara binip gideli çok oldu.) kendileri ne okuyor ki bize okutsunlar.
Parçanın anlatım biçimini aşağıdaki öğrencilerden hangisi doğru söylemiştir?

Tepesindeki şemsiyenin belli belirsiz gölgesine sığınıyor yakıcı güneşten kurtulmak için. Kumlarını üzerine bıraktığı kitabını alıp kıyıya vuran minik dalgalara birkaç adım uzaklıktaki şezlonguna uzanıyor. “Tatil” demek yalnızca deniz, kum, güneş değil onun için okumak da.
“Elin adamı okuyor.” diyorum kendi kendime... Okuyor...
Elinde bir kitap gezmeyen turist yok. Bizse i kitaptan ne kadar uzağa kaçarsak o kadar iyi. “Biz Türkler işte böyleyiz.” sızlanması değil bu. Kitapsızlaştırma, son otuz yılın devlet politikası ilkokulda müfredat gereği zorla (öğretmenin sesi hâlâ kulaklarımda : Bu kitabı şubat tatilinde okuyun, özetini çıkarın.) okutulan birkaç kitabın dışında eğitim - öğretim hayatını Cin Âli’yi okuyarak bitirmiş öğrenciler var bu ülkede. Yalan mı? “Kitap okuma alışkanlığı ailede başlar.” diye uyarıp duruyor çocuk gelişimi uzmanları. Kaç evde kitaplık var ki... Okumaktan korkan, korkutulan anne - babalarımız (bir dönemin kitap okuyan o güzel insanları o güzel atlara binip gideli çok oldu.) kendileri ne okuyor ki bize okutsunlar.
Aşağıdakilerden hangisi parçanın başlığı için uygundur?

Öğrenci : Okuma alışkanlığı nasıl oluşur?
Yücel Bey : Okuma alışkanlığı küçük yaşlarda düzeyimize uygun eserlerin seçimiyle başlar. Bu seçimde çocuğa önce aile, sonra öğretmenler yardımcı olmalıdır. Çünkü okumadan zevk almak, düzeye göre ilgi alanlarına seslenebilmek, okuma sevgisinin aşılanmasında ilk adımdır.
Yücel Bey, okuma alışkanlığının kazanılması ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?

Elimde sükûtun nabzını dinle
Dinle de gönlümü alıver gitsin
Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin
Bu dörtlükte ağır basan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

1 Konuşuruz, dertleşiriz, tartışırız.
2 Şiirin bize yardımı, en çok bu noktadadır.
3 Günlük hayatta dil, bir anlaşma aracıdır.
4 Ama bir yerde bütün sözlerimiz eksiktir.
Yukarıdaki cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?

Elimdeki bu kitap, ilk olarak 1902 yılında yayımlandı. Dönemin özellikleri göz önüne alındığında, her bakımdan modern bir roman. Böylesine olgun ve şaşırtıcı bir romanın yüzyıl önce yazılıp yayımlanmış olması, romanımız açısından önemli bir gelişme. Ayrıca çok kolay ve rahat okunan bir roman. Bugün yazılmış gibi akıcı, anlaşılır bir dile sahip.
Eleştirmen, incelediği roman ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?

Edison : Hiçbir bilimsel yenilik, kendiliğinden ortaya çıkmaz. Her yeni buluş, bir birikimin sonucudur. Bu durum, felsefede de aynıdır. Her düşünce, kendinden önceki düşünürlere yaslanır. Yeni düşüncelerde eskilerin izleri vardır kesinlikle.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

Parayı pulu savurup bir balıkçı teknesi tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim?
Aklını al da öyle git
İster bir duvara, ister bir avluya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri gelir gerçekten istediğin oysa, seveceksen ve öleceksen uğruna... Yaşa be, yaşa da öyle git, gideceksen toprağa...
Can Yücel
Verilen şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Parayı pulu savurup bir balıkçı teknesi tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim?
Aklını al da öyle git
İster bir duvara, ister bir avluya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri gelir gerçekten istediğin oysa, seveceksen ve öleceksen uğruna... Yaşa be, yaşa da öyle git, gideceksen toprağa...
Can Yücel
Bu şiirin temasıyla özdeş olan dizeler aşağıdakilerden hangileridir?

-E-
Bunun temelinde, sanırım, tembellik var; çünkü başkasına öykünmek, onun yaptığını yapmak, onun kullandığım kullanmak, hazıra konmaktır. Kendince davranmaksa, yaratıcı çabayı gerektirir. Karşımıza çıkan her güçlük bizim için sınavdır, dahası, bizim için eğitim aracıdır. Güçlükleri çöze çöze kurarız kendimizi.
-F-
Birey de toplum da kendisini oluşturan özelliklerle donanmıştır. Ben seninle aynı olamam; Türk toplumu da Çin ya da Amerikan toplumuyla aynı olamaz. Çünkü, coğrafyasından, tarihinden öyle şeyler almıştır ki o istese de istemese de kendisidir ve kendisi olmak zorundadır. Bu böyleyken, niye başkası gibi olmaya çalışıyoruz?
-G-
Birey de toplum da kendisini oluşturan özelliklerle donanmıştır. Ben seninle aynı olamam; Türk toplumu da Çin ya da Amerikan toplumuyla aynı olamaz. Çünkü, coğrafyasından, tarihinden öyle şeyler almıştır ki o istese de istemese de kendisidir ve kendisi olmak zorundadır. Bu böyleyken, niye başkası gibi olmaya çalışıyoruz?
Her üç paragraf dikkate alındığında B paragrafındaki "çünkü..." diye başlayan cümle aşağıdakilerden hangisini ifade eder?

-E-
Bunun temelinde, sanırım, tembellik var; çünkü başkasına öykünmek, onun yaptığını yapmak, onun kullandığım kullanmak, hazıra konmaktır. Kendince davranmaksa, yaratıcı çabayı gerektirir. Karşımıza çıkan her güçlük bizim için sınavdır, dahası, bizim için eğitim aracıdır. Güçlükleri çöze çöze kurarız kendimizi.
-F-
Birey de toplum da kendisini oluşturan özelliklerle donanmıştır. Ben seninle aynı olamam; Türk toplumu da Çin ya da Amerikan toplumuyla aynı olamaz. Çünkü, coğrafyasından, tarihinden öyle şeyler almıştır ki o istese de istemese de kendisidir ve kendisi olmak zorundadır. Bu böyleyken, niye başkası gibi olmaya çalışıyoruz?
-G-
Birey de toplum da kendisini oluşturan özelliklerle donanmıştır. Ben seninle aynı olamam; Türk toplumu da Çin ya da Amerikan toplumuyla aynı olamaz. Çünkü, coğrafyasından, tarihinden öyle şeyler almıştır ki o istese de istemese de kendisidir ve kendisi olmak zorundadır. Bu böyleyken, niye başkası gibi olmaya çalışıyoruz?
Aşağıdakilerin hangisinde metnin bölümlerini ifade eden harfler “giriş, gelişme, sonuç” şeklinde sıralanmıştır?

-E-
Bunun temelinde, sanırım, tembellik var; çünkü başkasına öykünmek, onun yaptığını yapmak, onun kullandığım kullanmak, hazıra konmaktır. Kendince davranmaksa, yaratıcı çabayı gerektirir. Karşımıza çıkan her güçlük bizim için sınavdır, dahası, bizim için eğitim aracıdır. Güçlükleri çöze çöze kurarız kendimizi.
-F-
Birey de toplum da kendisini oluşturan özelliklerle donanmıştır. Ben seninle aynı olamam; Türk toplumu da Çin ya da Amerikan toplumuyla aynı olamaz. Çünkü, coğrafyasından, tarihinden öyle şeyler almıştır ki o istese de istemese de kendisidir ve kendisi olmak zorundadır. Bu böyleyken, niye başkası gibi olmaya çalışıyoruz?
-G-
Birey de toplum da kendisini oluşturan özelliklerle donanmıştır. Ben seninle aynı olamam; Türk toplumu da Çin ya da Amerikan toplumuyla aynı olamaz. Çünkü, coğrafyasından, tarihinden öyle şeyler almıştır ki o istese de istemese de kendisidir ve kendisi olmak zorundadır. Bu böyleyken, niye başkası gibi olmaya çalışıyoruz?
C paragrafına göre, sorunlarımızın çözümü hangi gerekçeye bağlıdır?

Sait Faik Abasıyanık : Bir insanı sevmekle başlar her şey. Öykülerimde bu anlayışı eksiksiz bir söz ve biçim içinde uyguladım. Sivriada, Kınalıada, Balıkpazarı... İstanbul'un öteki semtleri ve insanları, işçiler, balıkçılar, öğrenciler, memurlar bu öz ve biçimde yerini aldı.
Sait Faik bu sözleriyle öykülerinde neyin hakim olduğunu vurgulamak istemiştir?

Mevlâna ve Yunus aynı çağlarda yaşamış iki büyük şairdir. İkisi de çağları aşıp gelmiş gerçek hümanistlerdir. Belki Mevlâna daha derin daha yüksek bir felsefeye sahiptir; ama Yunus daha çok sevilmiştir. Çünkü o, halkın arasında gürül gürül akan bir ırmaktır. Mevlâna gibi Farsça ve ağır bir dil ile yazmamıştır.
Yukarıdaki parçaya göre, Yunus Emre'nin halk tarafından daha çok sevilmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Artık bülbül ötmüyor
Gül dolu pencerede
Yalnız hatıran kaldı
Boş kalan çerçevede
Bu dörtlükte ağır basan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

Gerçek, bizzat güzeldir veya güzel olmasa bile insan için son derece önemlidir. Onu değiştirmeye veya süslemeye gerek yoktur. Şairin görevi, duyduğunu ve gördüğünü hiç bozmadan açık ve sade bir şekilde ortaya koymaktır.
Böyle düşünen biri, aşağıdakilerden hangisini söylerse kendisiyle çelişmiş olur?

Yaşamımızdaki her şey, yaratmak için üstünde çok zaman ve enerji harcadığımız her karmaşık yapı, aslında kumdan yapılmıştır. Yalnızca başka insanlarla kurduğumuz ilişkiler ayakta sağlam kalabilir. Er ya da geç, bir dalga gelip kurmak için yoğun çaba harcadığımız çalışmaları anında yıkabilir. Böyle bir durum karşısında yalnızca, yanında tutacak bir eli olan insan gülümseyebilir.
Paragrafta vurgulanmak istenen nedir?

Aslı : ?
Eleştirmen : Onun şiiri ulusal boyutların yanında evrensel boyutlara da uzanmıştır. Yaşamı ile sanatı arasında tam bir uyum vardır; çünkü sanatını, tüm insanların mutluluğuna adamıştı. Onun için, şiirlerinde sürekli geçen sözcükler “sevgi”, “insan” ve “doğa” idi.
Yukarıdaki konuşmaya göre Aslı, eleştirmene aşağıdaki sorulardan hangisini sormuştur?

Tepesindeki şemsiyenin belli belirsiz gölgesine sığınıyor yakıcı güneşten kurtulmak için. Kumlarını üzerine bıraktığı kitabını alıp kıyıya vuran minik dalgalara birkaç adım uzaklıktaki şezlonguna uzanıyor. “Tatil” demek yalnızca deniz, kum, güneş değil onun için okumak da.
“Elin adamı okuyor.” diyorum kendi kendime... Okuyor...
Elinde bir kitap gezmeyen turist yok. Bizse i kitaptan ne kadar uzağa kaçarsak o kadar iyi. “Biz Türkler işte böyleyiz.” sızlanması değil bu. Kitapsızlaştırma, son otuz yılın devlet politikası ilkokulda müfredat gereği zorla (öğretmenin sesi hâlâ kulaklarımda : Bu kitabı şubat tatilinde okuyun, özetini çıkarın.) okutulan birkaç kitabın dışında eğitim - öğretim hayatını Cin Âli’yi okuyarak bitirmiş öğrenciler var bu ülkede. Yalan mı? “Kitap okuma alışkanlığı ailede başlar.” diye uyarıp duruyor çocuk gelişimi uzmanları. Kaç evde kitaplık var ki... Okumaktan korkan, korkutulan anne - babalarımız (bir dönemin kitap okuyan o güzel insanları o güzel atlara binip gideli çok oldu.) kendileri ne okuyor ki bize okutsunlar. Yukarıdaki metinde yazarın okumayla ilgili eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir?

Picasso, “Ben aramam, bulurum.” demiş. Hoş söz! Güvenen bir kişinin sözü, meydan okur gibi ... Ama bilmem doğru mu? “Kimse : aramadan bulamaz.” demeyeceğim, şunu düşünüyorum : Sanatta aramak, bulmak var mı-: dır? Şair olsun, ressam olsun, sanat adamı : aramaz, bulmaz; cesaret eder, cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin, doğanın yasalarını arar, birtakım olayları inceleyip nedenleri bulur. Bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor. Sanat eri bunu yapmaz. Orhan Veli’nin şiiri tutunuverdi, yayılıverdi. Ölçüsüz, uyaksız, şiir dışındaki konularda yazmayı göze aldı, cesaret etti. Bunları şiir diye kabul ettirdi. Aramadı, bulmadı. Sanat eri, yaptığını çağına kabul ettirir.
Sanatın kaynağı cürettir.
Nurullah ATAÇ
Parçada aşağıdakilerden hangi ikisi karşılaştırılmıştır?

Picasso, “Ben aramam, bulurum.” demiş. Hoş söz! Güvenen bir kişinin sözü, meydan okur gibi ... Ama bilmem doğru mu? “Kimse : aramadan bulamaz.” demeyeceğim, şunu düşünüyorum : Sanatta aramak, bulmak var mı-: dır? Şair olsun, ressam olsun, sanat adamı : aramaz, bulmaz; cesaret eder, cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin, doğanın yasalarını arar, birtakım olayları inceleyip nedenleri bulur. Bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor. Sanat eri bunu yapmaz. Orhan Veli’nin şiiri tutunuverdi, yayılıverdi. Ölçüsüz, uyaksız, şiir dışındaki konularda yazmayı göze aldı, cesaret etti. Bunları şiir diye kabul ettirdi. Aramadı, bulmadı. Sanat eri, yaptığını çağına kabul ettirir.
Sanatın kaynağı cürettir.
Nurullah ATAÇ
Yazar, Picasso’nun sözüne neden karşı çıkmaktadır?

Picasso, “Ben aramam, bulurum.” demiş. Hoş söz! Güvenen bir kişinin sözü, meydan okur gibi ... Ama bilmem doğru mu? “Kimse : aramadan bulamaz.” demeyeceğim, şunu düşünüyorum : Sanatta aramak, bulmak var mı-: dır? Şair olsun, ressam olsun, sanat adamı : aramaz, bulmaz; cesaret eder, cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin, doğanın yasalarını arar, birtakım olayları inceleyip nedenleri bulur. Bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor. Sanat eri bunu yapmaz. Orhan Veli’nin şiiri tutunuverdi, yayılıverdi. Ölçüsüz, uyaksız, şiir dışındaki konularda yazmayı göze aldı, cesaret etti. Bunları şiir diye kabul ettirdi. Aramadı, bulmadı. Sanat eri, yaptığını çağına kabul ettirir.
Sanatın kaynağı cürettir.
Nurullah ATAÇ
Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi, bir sanatçıda bulunması gereken özelliklerden değildir?

Picasso, “Ben aramam, bulurum.” demiş. Hoş söz! Güvenen bir kişinin sözü, meydan okur gibi ... Ama bilmem doğru mu? “Kimse : aramadan bulamaz.” demeyeceğim, şunu düşünüyorum : Sanatta aramak, bulmak var mı-: dır? Şair olsun, ressam olsun, sanat adamı : aramaz, bulmaz; cesaret eder, cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin, doğanın yasalarını arar, birtakım olayları inceleyip nedenleri bulur. Bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor. Sanat eri bunu yapmaz. Orhan Veli’nin şiiri tutunuverdi, yayılıverdi. Ölçüsüz, uyaksız, şiir dışındaki konularda yazmayı göze aldı, cesaret etti. Bunları şiir diye kabul ettirdi. Aramadı, bulmadı. Sanat eri, yaptığını çağına kabul ettirir.
Sanatın kaynağı cürettir.
Nurullah ATAÇ
Yazara göre, Orhan Veli’nin şiirlerinde başarıya ulaşmasının asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Muhabir : Yazarın son kitabını nasıl buldunuz?
Adam : Yazarın bu son kitabını öncekilerden daha başarılı buldum. Çünkü bu romanda ele aldığı konuyu çarpıcı bir dille arılatmış. Kahramanlar da adeta aramızda dolasan kanlı canlı insanlar.
Yukarıdaki konuşmada eleştirmen, kitabın hangi özelliklerini vurgulamıştır?

I. Yazar bunu yaparken karakterlerinin psikolojilerini de çok iyi bir biçimde yansıtır.
II. Öyle ki romanlarının ilk sayfalarından başlayan heyecan ve gerilim, kitabın sonuna kadar aynı tempoyla devam eder.
III. Yazarın başarılı yanı, heyecanı daima dorukta tutması, okuyucuyu asla sıkmamasıdır.
IV. Okurun, kahramanlarının psikolojisini yaşayacağı, kendini kahramanların yerine koyacağı bir kurgu oluşturur.
Numaralandırılmış cümlelerden bir paragraf oluşturulmak istenirse paragrafın ilk cümlesi aşağıdakilerden hangisi olur?

Yerlerden göklere ağlar sermişim
Şu akan yıldızlar benim, benim, benim.
Dizinin dibine postu sermişim
Güler de güler canım, canım, canım
Bu dörtlükte ağır basan duygu aşağıdakilerden hangisidir?

I. En çok sevdiğim çiçek türüdür menekşe.
II. Hatta birçok kimse menekşenin morunu, hercaisini bilir de kır menekşesisini bilmez.
III. Kimileri ise bunların hepsini birbirine karıştırır, tümüne birden “menekşe” der geçer.
IV. Çoğu kişi dikkat bile etmez kır menekşesine.
Yukarıda sembollerle gösterilmiş dilimlerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

Yakın çağlar tarihi boyunca, Kilise'nin otoritesinin yerini devlet otoritesi, devlet otoritesinin yerini vicdan, günümüzde de vicdan otoritesinin yerini, genel uyum araçları olarak sağduyu ve kamuoyu otoriteleri almıştır.Eski açık otorite biçimlerinden kendimizi kurtaramadığımızdan, yeni bir otoritenin kurbanı olduğumuzu görememekteyiz. Kendi kararlarını veren bireyler olduğumuz yanılgısı içinde yaşayan robotlar hâline dönüştük...
Paragrafın konusu nedir?

Çocukların bitmek bilmeyen sorularına yanıt yetiştirmek, onlarla sağlıklı iletişim kurmanın en önemli unsurlarından biridir. Bunu yapabilmek için de yetişkinlerin karşılaşabilecekleri her soruyla ilgili bilgisi ve bu bilgiyi bozmadan basite indirgeme yeteneğinin olması gerekir.
Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?