Defterim not dolu. Yolda giderken, bir yerlerde otururken, kitap okurken aklıma gelmiş ve hemen not alıvermişim. Bunlar, yazılacak konulardır be­nim için. Sürekli yazan bir insan hep uyanıktır, te­tiktedir. Her an yazmaya, günün sorunları üzerin­de çözümlemelere girmeye hazırdır. Kendisinden böyle söz eden bir kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Gerçeğe koşulsuz saygı, çocuğun öğrendiği bir tutumdur. Büyükler verdikleri sözleri tutmadıkları, bir dediği bir dediğine veya dediği yaptığına uy­madığı zaman, çocuğun kafası karışır. Bu parçada vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

Yukarıdaki kişiler, Ömer Seyfettin'le ilgili ola­rak aşağıdakilerin hangisine değinmemiştir?

Şiir, düz yazıdan bambaşka bir kimliktedir. Şiirde ‘nefes” ve “ses” iki temel öğedir. Düz yazıda öy­le midir? Düz yazı sadece konudan ibarettir. Mısranın ayakları yerden kopmazsa ve uçmazsa ya da ister en hafif perdeden olsun, ister gür olsun, kulağı bir ses gibi doldurmazsa gerçek şiir değil­dir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

Roman ve hikaye birbirine çok yâkın iki türdür. Ancak roman hikayeden kapsamlıdır. Roman­da kişiler ve olaylar daha ayrıntılı anlatılır. Hika­yede ise bunlar daha sınırlıdır. Romanda kişileri an ince ayrıntılarıyla tanıma imkânı buluruz ve anları bizden biri gibi kabulleniriz. Hikâyeler dar Kapsamlı olduğu için buna pek fırsat bulamayız. Yazar bu söyleşide aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?

Eleştirmenlerin kaleminde, okuryazarların dilinde çam sakızı olmuş bir sözcük vardır: Etki. Etki tar­tışmaları bugüne değin hiçbir meyve vermemiştir. Halikarnas Balıkçısı, Sait Faik'in kendisinden et­kilendiğini yazmıştı. Kimi okuryazara göre, Oğuz Atay'ın “Tutunamayanlar “adlı romanı Nobokov'un bir romanının kopyasıdır. Bu etkileri ileri sürenler Türk yazar ve şairlerini anlamayan kişi­lerdir. Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

Bizde iki türlü tiyatro seyircisi var. Biri büyük kent­lerde görülebilen, tiyatroya belli aralıklarla, dü­zenli gidebilen, tiyatronun ne olduğunu bilen se­yircilerdir. Öteki tür seyirci, tiyatroya belki ömrün­de ilk kez, belki ikinci veya üçüncü kez gidenler­dir. Özellikle bu ikinci tür seyircinin göz önünde bulundurulması gerektiğine inanıyorum. Yukarıdaki parçada yazar, düşünceyi geliştir­me yollarından hangisine başvurmuştur?

Para hayatımızda önemli midir? Yoksa sadece bir araç mıdır? Kimi, paranın hayatın anlamı ol­duğunu savunur. Aslında para zamana göre, ça­ğa göre anlam değiştirdi. Önceden para bir araç­ken şimdi para hayatın anlamı oldu. Napolyon'un sözü aslında şimdi anlam kazandı: “Para, para, para...” Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

İki yaşındaki bir çocuğun istediğini elde edemeyince ağlaması, yere yatıp tepinmesi o çağ için olağandır. İsteklerini yaptırmak için tepinen bir erişkine ise dengesiz bir kişi gözüyle bakılır. Bu nedenle çocuk davranışını erişkin davranışına göre değerlendirenleyiz. Yukarıdaki paragrafın anlatımda aşağıdakilerden den hangisine başvurulmuştur?

Öyle ya da böyle olmak pek âlâ elimizdedir. Bedenimiz bizim bahçemizdir; irademiz de onun bahçıvanı. Öyle ki ister ısırgan yetiştire­lim, ister salatalık, ister çörekotu... Bu işte dile­diğini yapmak irademize bakar. Bu parçada anlatılmak istenen nedir?

İnsanlar, kendilerini anlayan ya da en azından anlamaya çalışan kişileri, öteki insanlardan daha çok severler ve tabi daha güzel görürler. Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

Her yönüyle değişik bir kişiliği vardı. Arkadaşları­na benzemiyordu. Onların katıla katıla güldüğü şeyleri o; anlamsız, kaba ve çirkin buluyordu. En küçük şeyleri dahi büyütüyor, en ufak şeye darılı­yordu. Zengin bir hayal dünyası vardı. Kendi ha­yallerine gülmekten zevk alıyordu. Bu parçada anlatılan kişinin niteliği aşağıdakilerden hangisi olamaz?

Yazarın hiçbir şeyi gözden kaçırmadan yaptığı güçlü gözlemciliği, olayları doğru yorumlayışı, Türkçeyi mükemmel kullanışı, son dönemlerin en kusursuz romanlarından birini bize kazandırıyor. Bu parçada yazarla ilgili aşağıdakilerden han­gisine değinilmemişti?

Hayran : "Ayrılık" romanınız için neler söyleyebilirsiniz?
Yazar: O romanı yazmış olduğumdan pişmanlık duyduğum, kimi zaman da kötü bir ürün vermiş olmanın utancını yaşadığım oldu. Ama o kitap sayesinde roman yazmanını bir birikim işi olduğnu anladım. Şimdi artık yazarlıkta belli bir olgunluğa geldim.
Kendisinden böyle söz eden bir yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Daha bir ballanır uyku Çocuklar kardeş oldu mu Barışır artık kurt kuzu Çocuklar kardeş oldu mu Şairin, bu şiirde özellikle üzerinde durduğu kavram, aşağıdakilerden hangisidir?

Çok okuyan çok bilir, Okuyanın yarını alnı gibi ak olur. Kitaplar, geleceğin ışıklı bir yoludur, Kitaplar yükselişin kanadıdır, koludur. Evrenden habersizdir, kitapsız kalan insan. Yukarıdaki şiirin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

Yetenekler ortaktır, herkes onlara sahiptir. Fakat nadir olan, yeteneklerimizin bizi götürdüğü yere gitme cesaretidir. Yukarıdaki parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

Bu dünyada azmin yerini hiçbir şey alamaz. Ye­tenek azmin önüne geçemez; yetenekli olmaları­na karşın başarılı olamamış çok insan vardır. De­ha azmin yerini alamaz. Eğitim azmin yerini ala­maz; dünya terk edilmiş, sırt çevrilmiş eğitimli in­sanlarla doludur. Başarı sadece azim ve ısrara bağlıdır. Bu parçaya göre, başarı sadece neye bağlı­dır?

Bir paragrafı anlayarak okuma, bir matematik problemini çözmeye benzer. Nasıl problemin çözümünde öğeleri değerlerine göre kullanma, aralarındaki ilişkiyi doğru kurma bir zorunluluksa, paragrafı oluşturan sözcükleri doğru algılama, ’ yansıttıkları düşünceyi ve düşünsel düzeni görme de öylesine bir zorunluluktur. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin ya­nıtıdır?

Güçlü bir karikatürün yazıya İhtiyacı yoktur. Veril­mek istenen düşünce çizgilerle anlatıldığı oranda karikatür güçlenir, sanatsal boyutlara ulaşır. Bu parçaya göre, güçlü karikatürün en belir gin özelliği, aşağıdakilerden hangisidir?